loader
+90 552 300 56 00
info@propelpellet.com

BLOG

Türkiye’nin biokütle potansiyeli


Türkiye‘nin yıllık biokütle potansiyeli yaklaşık 32 MTPE (milyon ton petrol eşdeğeri)  dir.  Toplam  kullanılabilir  biyoenerji  potansiyeli  ise  yaklaşık  17.2   MTPE olarak tahmin edilmektedir. Türkiye‘nin günümüzdeki ve planlanan biokütle enerji üretimi çizelgede gösterilmiştir (Acaroğlu, 2005).
 
  • 2005 yılı biokütle üretimi : 726x10 7   kg x 0.85 = 8541176000 litre
  • 1 varil = 159 litre 8541176000 / 159 = 53718091 varil
  • (1 varil ham petrol = 126 USD (Mayıs 2008)
  • 54 milyon varil x 126 USD/varil = 7 milyar USD
  • (Türkiye‘nin toplam enerji tüketiminin % 13‘ü biyoenerji ile karşılanıyor)
 
Odun, Türkiye‘de 6,5 milyon evin birincil ısı yakıtıdır. Kereste, selüloz ve kağıt endüstrisi, büyük kazanlarda yakarak kullandıkları kendi odun atıkları ile enerji gereksinimlerinin % 60‘ını sağlamaktadırlar. Şekil 1.1 Türkiye orman alanını göstermektedir. Türkiye orman alanı % 27 oranı ile 20.7 milyon hektar alan kapsamaktadır. Bunun 4 milyon hektarlık çok bozuk baltalık orman alanının, enerji ormancılığına konu olabileceği söylenebilir. Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2008 yılına kadar doğu, güneydoğu, iç anadolu ve trakya bölgelerinde çok bozuk meşe baltalıklarında yaklaşık 620.000 hektar ―klasik enerji ormanı‖ tesis edilmiştir. Kapalılık derecesi düşük, çalılaşmış meşeler toprak seviyesine yakın yükseklikten kesilmekte, kütükten ve köklerden sürgün üretilmesi amaçlanmaktadır. 5–10 yıllık üretim süreleri sonunda kesilen sürgünler (yaklaşık 1 ton/yıl-ha) yöre halkı tarafından yakacak olarak kullanılmakta, yapraklar ise kışın ahır hayvanlarına yem olarak verilmektedir  (Acaroğlu, 2005).
 
Şekil 1.1. Türkiye‘nin ormanlık alanları
 
OGM,(2009)‘nün yıllık endüstriyel odun üretim ortalama 16 Milyon metreküptür. Yakacak odun üretimi yıllık ortalama 6 Milyon metre küptür. Orman üretim artıkları en çok;
  • Orman seyreltme faaliyetlerinden
  • Orman kurma, orman bakımı, gençleştirme ve iyileştirme faaliyetlerinden Üretim faaliyetlerinden, elde edilmektedir.
Orman artıkları önemli biokütle kaynaklarından biridir. Şekil1.2‘de gözüken İnce dallar, kökler, kozalaklar, kabuklar, orman altı örtüsü çalı türleri, bitkilerin kesilmesinden çıkan biokütle orman artıkları olarak nitelendirilmektedir(OGM,2009).
 
 
Şekil 1.2. Orman artıkları
 
Bazı Orman Bölge Müdürlüklerinde, orman bakım ve seyreltme faaliyetlerinden çıkan odunsu biokütleler(şekil 1.3), ormanda yongalanarak yonga levha üretimi ya da ısıtma sistemlerine yakıt için kullanıma hazır hale getirilmektedir(OGM,2009).
 
 
Şekil 1.3. Yongalanmış orman artığı
 
Orman Genel Müdürlüğü‘nün biyoenerjide kullanılabilecek odunsu biokütle potansiyeli, yıllık 5 milyon ton civarında tahmin edilmektedir. En büyük potansiyel, ormancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu batı ve güney kısımlarda, özellikle Akdeniz Bölgesi‘nde yer almaktadır.
 
Biyoenerjiye konu edilebilecek yıllık ortalama biokütle üretim miktarı(ster).
 
Şekil 1.4. Biyoenerjiye konu edilebilecek yıllık ortalama biokütle üretim miktarı(ster)
 
Modern enerji ormancılığı‖ projelerini uygulayan ülkelerde ise, birim alandan en kısa zamanda en fazla odun üretiminin sağlanabilmesi için makineli modern yöntemler uygulanmaktadır. Toprak işlenmekte, toprak analizi sonuçlarına göre toprak gübrelenmekte, diri (yabani) örtü temizliği yapılmakta, gerekirse toprak sulanmakta, genetik olarak yetiştirilmiş üstün nitelikli çelik ve fidanlar dikilmekte ve 3–5 yıllık üretim süreleri sonunda hektarda 30–60 ton ağırlıkta odun ürünü (klasik enerji ormancılığı odun üretiminin yaklaşık 40 katı ) elde edilebilmektedir. Sürgünler keser, yongalar makinelerle 2–3 cm uzunlukta yongalandıktan sonra biokütle santrallerinde yakılarak elektrik ve ısı üretilmektedir.
 
Türkiye ormanlarında her yıl odun üretimi sonrası ortaya çıkan yaklaşık 7  milyon m 3 kadar ağaç atıklarının ve tarım arazilerinde üretim sonrası oluşan 50–60 milyon ton bitki sapı ve atıklarının kurulacak biokütle santrallerinde yakılarak elektrik ve ısı enerjisi üretiminde değerlendirilmesi ile ülkemiz de biokütle ve atıklarından enerji üreten ülkeler gibi Biyoenerjiden yararlanmayı gerçekleştirecektir. Bu nedenle en kısa zamanda ülke çapında modern enerji ormanları ve biokütle santrallerinin kurulması ile ülkemiz enerji açığının azaltılmasında büyük katkı sağlanacaktır (Saraçoğlu,2008).
 
Uluslararası Enerji Birliği‘ne (IEA) üye ülkeler 1975 yılından itibaren ―modern enerji ormanları‖ ve biokütle santralleri kurarak odun ve tarım atıklarından ülke enerji gereksinimlerinin önemli bir bölümünü karşılamaktadırlar. Çaycuma OYAK kâğıt fabrikasında Ekim 2008‘de kurulan 10 MW‘lık biokütle santralinde ağaç kabuğu ve odun yakılarak ülkemizde ilk kez elektrik ve buhar üretilmeye başlanmıştır. Bu tür santrallerin ülke genelinde hızla kurulması gerekmektedir. Finlandiya ülke enerji gereksiniminin % 22‘sini, İsveç % 18‘ini, Avusturya % 14‘ünü biokütle santrallerinde odun ve bitki atıklarını yakarak ve gazlaştırarak karşılayan ilk üç ülkedir. IEA‘ya üye ülkeler 2050‘li yıllarda ülke enerji gereksinimlerinin % 25-50‘sini biyoenerji ile karşılamak için büyük projelere başlamışlardır. Bu amaçla ABD 100 milyon hektar, Kanada 40 milyon hektar ve AB ülkeleri 20 milyon hektar alanı enerji ormanları ve enerji tarımı için ayırmışlardır (Saraçoğlu, 2008).